Bir varmış bir yokmuş ve iki gönül bir olmuş eşler birbirini bulmuş. Nihayet bulaşan çift, sürekli olarak yaptıkları herşeyi birlikte yapıyorlar, gergin tartışmalar içine girmiyorlar, her ikiside bir diğerinin hayatının tamamını kaplıyor, tüm boş zamanlarını birlikte geçiriyorlar, cinsel yaşamları mükemmel, aynı filmleri seyrediyor aynı şarkıları seviyorlar , her gün birbirlerinin gözlerinin içine bakıp birbirlerini çok sevdiklerini söylüyorlar , birbirlerinin bir dediklerini ikiletmiyorlar, aileleri ile ilişkileri kusursuz, güzel çocukları oluyor ve onlar sonsuza dek sevgi ve saygıyla mutlu kalıyorlar, onlar ermiş muratlarına…… Ne dersiniz? Çoğumuz bu hikayeyi biliyoruz değil mi? Küçüklüğümüzden bu yana hep mutlu sonla biten hayal dünyamızı zenginleştiren masallarla büyüdük ancak hayal dünyası ve gerçekler her zaman aynı mı?
Sonunda bu beklentilerle evlenen çiftler kaçınılmaz olarak ciddi hayal kırıklıkları yaşamakta ve evliliklerini sürdürmekte zorlanmaktadırlar. Tabii ki tüm insan ilişkilerinde olduğu gibi, evlilik ilişkisinde de çeşitli zorluklar ve problemler yaşanır aslında yaşanan her problem etkili bir iletişimin varlığında o kurumu güçlendirmek için kullanılabilecek bir fırsattır. Aslında evlilik kurumu için sihirli bir değnek ararsak, bunun; SEVGİ, SAYGI, GÜVEN, ZAMAN, EMEK, SAMİMİYET ve ETKİLİ İLETİŞİM olduğunu farkederiz. Sağlıklı bir evlilik ilişkisinde eşlerin çok iyi bir ortaklık ve dostluk ilişkisi kurduklarını, beklentilerini gerçekci bir biçimde ayarlayabildiklerini görmekteyiz. Çiftler evlilik kurumu içinde sorunlar çıkabileceğini ve bu sorunlar üzerinde çalışırken 'suçluyu bulma' çabasından daha çok kendi üzerlerine düşen sorumluluğu almayı ve kendi paylarını anlamayı tercih ettiklerinde ilişkilerini daha da yukarıya taşıyabileceklerdir.
Elbetteki, evlilikle ilgili degerlendirmelerimiz, kendi çocukluk yaşantımızdan, içinde büyüdüğümüz ailemizden, bir başkasına bağlanabilme becerimizden, kendi istek ve arzularımızdan etkilenmektedir. Bu deneyimler çerçevesinde geliştirdiğimiz temel inanışlarımız bizim evliliğe bakışımızı yaşadıklarımızla ilgili yorumlarımızı , düşüncelerimizi ve bununla ilgili olarak ta duygularımızı ve davranış tercihlerimizi belirlemektedir. Unutmayalım ki evlilik kurumu son derece dinamiktir, istersek bizimle birlikte istediğimiz şekilde gelişir bunun için herşeyin kendiliğinden düzelmesi umudundan vazgeçip değişmeye emek etmeye ve kendi biricik ve işlevsel yuvamızı oluşturmaya ne dersiniz?