Bizden online teklif iste724 Psikoloji
Ekrem Çulfa, istanbul, Üsküdar, Kadıköy, Acıbadem, Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Telefonu, 0533 373 81 23 ,pedagog ile ilgili aramalar, pedagog tavsiye, pedagog istanbul, pedagog anadolu yakası, pedagog devlet hastanesi, pedagog ücretleri, pedagog bölümü, pedagog nedir ne yapar, pedagog gülten, pedagog, Acıbadem Psikolojik Danışmanlık www.acibadempsikolojikdanismanlik.com/ 0533 373 81 23 Kendimizle ve çevremizle ilgili sahip olduğumuz düşünceler, tavırlar, yargılar ister olumlu olsun ister olumsuz çoğunlukla bizim tarafımızdan ...
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/724PsikolojikDanismanlikMerkezleri
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

7/24 Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Randevu Tel: +90 505 767 58 85
                      +90 533 373 81 23

Psikolojik Danışmanlık
İstanbul, Kadıköy, Acıbadem, Üsküdar, Pendik, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy'de Şubelerimiz vardır.
Psikoterapi
Bebek, Çocuk ve Ergen, Evlilik, Aile, Cinsel Terapi Hizmetleri Vermekteyiz.
Koçluk ve Rehberlik
Yaşam - Aile - Kariyer - Sporcu - Öğrenci - Eğitim - İlişki - Yönetici ve Finansman Koçlukları Vermekteyiz.
Eğitimlerimiz
Aile Okulu - Evlilik Okulu - Boşanma, Çocuk - Yaşam Koçluğu - Eş Seçimi, Hamilelik ve Evlilik Öncesi Eğitimleri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi26
Bugün Toplam429
Toplam Ziyaret596748
Üyelik Girişi
Anket
Cinsel Terapiste Gitme Zamanı Geldi mi?
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu Psikoloji sitesi-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
İçeriği ile beraber
-15 yıllık bu site-satılık Fiyatı
10.000 Dolar
Önerilen Psikoloji Siteleri Linkleri
Takvim
Saat
Hava Durumu
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu site-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
Jenerik isime sahip, içeriği güçlü
-15 yıllık bu site-satılıktır.

Fiyatı: 10.000 Dolar


Uzm Klinik Psikolog Sabiha IŞIK 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
15/03/2022

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Her travma yaşayan kişi Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşamak zorunda değil ama gerçekten böyle bir durumun içine girdiyse, o noktada hayatının birçok alanı kısıtlanmaya başlayabiliyor ve birçok farklı sorunlar gündeme gelebiliyor.

Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri:

1)Travma yaşamak:

Travma, başa çıkmakta zorlandığın her türlü olaydır. Ama travma sonrası stres bozukluğu diyebilmemiz için belli özellikleri olması gerekiyor. Büyük bir olay olması gerekiyor. Senin içsel dünyanı beklenmedik bir şekilde sarsıp dışsal dünyanı da önemli ölçüde etkileyebilecek kadar büyük ve sarsıcı bir olay olması gerekiyor. Bu ölümle burun buruna gelmek olabilir, bir yakınını kaybetmek ya da kaybetme noktasıyla karşı karşıya kalmak olabilir, cinsel olarak saldırıya uğramak bu anlamda kötü deneyimler yaşamak olabilir, kaza geçirmek, afet ya da terör olayları olabilir. Bu arada illa travmayı senin yaşaman gerekmiyor. Dolaylı bir şekilde bir başkasında görebilirsin, belki aynı ortamda olup onun bu travmaya maruz kaldığını ve bundan zarar gördüğünü birebir görmüş olabilirsin, ya da yakınının böyle bir travma geçirdiğini öğrenebilirsin. Bunu öğrenme deneyiminin kendisi de bir travma haline gelebiliyor. Ama tabii ki birebir karşılaşmanın yarattığı etki çok daha büyük oluyor.  

2)Rahatsız edici detayları canlı hatırlamak:

Bir nevi HD kalitesinde bir televizyon izlemek gibidir. Olayı hatırladığında birçok detayını gözünde net bir şekilde görebilirsin. Hatta görsel ayrıntıların dışında belli sesleri duyabilirsin. Sanki şuanda o sesleri duyuyormuşsun gibi. Mesela burnuna belli kokular gelebilir, bekli tatla alakalı belli unsurlar varsa o tadı tekrar hatırlayabilirsin. Ya da bedeninde belli hisler yaşayabilirsin. Bunu şuna benzetebiliriz; hani bir yiyeceği alıp derin dondurucuya koyarsın, birkaç ay sonra çıkarırsın, buzları çözüldüğünde sanki yeni koymuşsun gibidir. Aşağı yukarı benzer tadı alırsın. İşte bu olayda sanki derin dondurucuya koyulmuş gibidir. Ne zaman çıkarsan tekrar o duyguları, hisleri aynı şekilde canlılıkta hatırlarsın. Sonra derin dondurucuya koyarsın, çıkardığında tekrar aynı hisleri yaşarsın ve bu duygular bu kadar canlı olduğu için tetiklendiği zaman, hatırladığın zaman etkisinden öyle birkaç dakikada çıkamazsın. Belki o günün sonuna kadar hatta birkaç gün o rahatsız edici hisler, duygular devam eder.

3)Aşırı tetikte olma hali:

Sürekli bir gerginlik hali hissedersin, özellikle bu olay tetiklendiğinde. Diken üstünde gibisindir. Her an kötü bir şey olacak gibi. O gevşeyememe hali ile birlikte kronik bir stres yaşarsın ve gece uykuya dalarken genelde bunlar etkisini gösterebilir. Sakin ve gevşemiş bir şekilde uykuya dalamayabilirsin. Özellikle tetiklendiği dönemlerde uyku sorunları yaşayabilirsin. Hatta rüyalar, kabuslar yolu ile bu olayları hatırlamaya, düşünmeye, fark etmeye devam edebilirsin. Tabi tüm bu gerginlik hali, gevşeyememe hali nedeniyle ve zihninde sürekli hareket halinde olduğu için konsantrasyon sorunları da yaşayabilirsin.

4)Var olan düşüncelerin negatifliği:

Belki kendini suçlayabilirsin. Ki sık gördüğümüz şeylerden biridir, böyle bir eğilim olabiliyor. Şimdiki bilgilerle geçmişe bakıp “keşke şöyle yapsaydım, böyle yapsaydım, belki önleyebilirdim” gibi belli düşünceler içine giriyor olabilirsin. Bu suçluluk düşünceleri de gerçekten çok rahatsız edici oluyor. Diğerlerine karşı güvenini belki kaybetmeye başlayabilirsin. Belki hayatın anlamını sorgulayabilirsin. İnandığın değerlerin aslında çok da geçerli olmadığını düşünmeye başlayabilirsin ki bu depresif belli düşüncelerle de paralel şekilde gider. Yani özetle çaresizlik gibi negatif düşünceler içine girersin ve genelde içsel dünyan karamsar bir şekle bürünür, özellikle de olayı hatırladığında.

5)Maruz kalmaktan kaçınmak:

Geçmişte yaşadığın o travmatik olaya maruz kalmak, bunları hatırlamak istemezsin. Belki olayın geçtiği yerden ya da olayın geçtiği yere benzeyen yerlerden kaçınmaya çalışıyor olabilirsin. Hatırlatacabilecek uyaranlarla karşılaşmamaya çalışabilirsin. Mesela haberleri izlemek gibi. Bunun dışında özellikle de olay nispeten yakın bir zamanda oldu gibiyse olay hakkında konuşmaktan kaçınabilirsin. Belki yakınların, eşin, dostun, arkadaşın içini döküp rahatlarsın beklentisiyle sorabilirler, olayı anlatmanı isteyebilirler belki ama anlatıyor olmaktan kaçındığını hissediyor olabilirsin. Çünkü anlattıkça olayın o rahatsız edici detaylarını canlı şekilde hatırlıyorsundur ve bu sana iyi gelmiyordur. Kendi kendine bastırabilirsin, yani içsel anlamda kaçınabilirsin. Olayı hatırlayıp, bir şekilde onu analiz edip, sindirip belki rahatsız eden düşünceleri analiz edip değiştirmek varken ya da duyguları ifade edip serbest bırakmak varken bunları bastırmak belki kısa vadede sana daha rahat, daha konforlu gelebilir. Çünkü o kadar büyüktür ki bu duygular, kaçınmak, içsel olarak da bastırmak sana daha iyi bir seçenek gibi görünebilir.

6)Arkasından gelen diğer sorunların olması:

Travma Sonrası Stres Bozukluğunu bu kadar büyük ve zor kılan en önemli şeylerden biri de başka tür arkasından gelen sorunların da eşlik etmesi. Bunların başında depresyon geliyor. Depresif duygularla birlikte aslında daha kendini geriye çekmeye başlarsın, insanlarla görüşme isteğin azalabilir, sana eskiden keyif veren şeyler artık keyif vermemeye başlayabilir ve geleceğe karamsar bakmaya başlarsın. Bunlar da doğrudan depresyonun belirtileri ve çoğu zaman da paralel bir şekilde gider. Özellikle TSSB kronikleşmeye başladıysa, o duygular, travmalar, olaylar bir şekilde uzun süredir bastırılıyorsa beraberinde bir noktadan sonra depresyon görülebiliyor.

Tabi kaygı sorunları burada önemli bir etken olabiliyor. Özellikle de yaşadığın travmaya eşlik eden kaygı duyguları varsa bu daha sonra yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk gibi belli başka tür sorunları da beraberinde getirebiliyor.

Öfke sorunları arkasından gelen ek bir sorundur. Özellikle de yaşadığın olay bir şekilde insan eliyle yapılmış bir olaysa, haksızlık, adaletsizlik gibi belli unsurlar sürecin içine giriyorsa orada öfke duyguları ortaya çıkacaktır ve bu öfke de bir şekilde dışarıya yansıyabilir. Ya da kendine yönelik bir öfken varsa suçluluk hisleri gibi, o sende bir gerginlik yaratabilir, tahammül seviyen düşebilir ve bu diğer insanlara da yansıyabilir. Diğer insanlara yansıdığı için de tabii ki ilişki sorunları gündeme gelebilir. Hem depresif duygular nedeniyle, hem öfke sorunları nedeniyle ilişkini farkında olmadan sabote etmeye başlarsın ve bu hayatındaki kişiler için gerçekten zor bir durum haline gelir.

Arkasından gelen bir sorunda belli bağımlılıkların oluşması. Bu duygular çok rahatsız edici olduğu için bir şekilde alkol gibi, hatta uyuşturucu maddeler gibi belli şeylerle o duyguları bastırmaya çalışabiliyor bazı kişiler. Bazıları kumar alışkanlığı gibi alışkanlıklar içine girebiliyor. Daha sonra bu bir bağımlılık oluyor. Oradaki heyecan bir nevi kendisine farklı bir alan açıyor ve o alanda kısa vadeli kendini iyi hissediyor. Ama sonra başka sorunlar geliyor. Bazı kişiler kendini alışverişe verebiliyor ve kendisine aslında maddi olarak çok zora sokmasına hatta bir çok borç yapmasına rağmen ve bunların getirdiği sorunlara rağmen alışverişle kendini iyi hissetmeken kendini alıkoyamıyor. Bazıları kendini yemeğe veriyor, yeme bozuklukları oluşabiliyor ve buda obezite gibi başka tür sorunlara neden olabiliyor.

Buraya kadar anlattığım bu 6 belirtinin bazıları eğer ki 1 aydan daha uzun süredir, yani olayın bitişinden sonra 1 ayı çıkardığımızda o 1 aydan sonra da eğer aktif bir şekilde yoğun bir şekilde var gibi ise ve bunların derecesi giderek azalmıyor hatta belki sorun giderek kronikleşmeye başlıyorsa o noktada TSSB düşünülebilir. Tabii ki nihai tanıyı bir uzmanın koyması gereklidir. Buraya kadar anlattığım konular sende belki fikirler verebilir, kafanda bazı işaretler şekillenebilir. Bir uzmanla birlikte eşlik eden, rahatsız eden düşünceleri analiz etmek, ifade etmek faydalı olacaktır. Buna eşlik olarak sosyal destek almak da travma sonrası stres bozukluğunun çözülmesinde etkili olacaktır.

 



193 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onlar
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altında otizm, asperger sendromu, çocuğun dezintegratif bozukluğu (Heller sendromu), başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yer alır. Otizm belirtileri nelerdir? Otistik çocukları üç
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması ge
 Devamı