Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra 05557493919
busra.kara@icloud.com
GEÇMİŞ VE GELECEK - ESKİ YIL VE YENİ YIL
13/12/2020 2020 yılı sonra eriyor ve
yeni yıl çanları çalıyor. Yeni yıl geleneği bir öğretinin ifade edildiği
semboldür. Bu tarz öğretilerde arka planda şu vardır. Kişi 1 sene geçtikten
sonra geçmişi ile ilgili dur düşün yeniden başla felsefesi oluşturmalıdır. Düşünüldüğünde
pandoranın kutusu gibi hep kötü şeyler çıkmaktadır. Tek bir iyi şey çıkar o da
umuttur. Geleceğe ümitle bakarsak her zorluk için bir çözüm yolu bulunabilmektedir.
Ümit kaybedilirse bütün motivasyon kaybedilmektedir. Kişi olumlu ve olumsuz
yönlerle yüzleşme, kendini yeniden yapılandırmaya yeniden başlamak için
sorgulama dönemine girmektedir. Bu nedenle insanlığın kendini yenilemesi senede
bir defa birikimlerini gözden geçirmesi belli bir amaca yönelik tazelendirmesi
güçlendirmesidir. Sadece bir eğlence alışkanlığı değildir. Kişinin eğlenmeye
tabiki hakkı vardır ama bu eğlence psikolojik bir ihtiyaçtır. Geçmişle ilgili
psikolojik anlamlar neler çıkarabiliriz ve hayatımıza yeni güzel şeyler neler
katabiliriz amaçları olmalıdır. Bir önceki yılda yapılan
hataları pişmanlıkları keşkeleri not alarak yeni yılda aynı durumları yaşamamak
adına kararlar alınmalıdır. Zihinsel fiziksel ruhsal durumlar hepsi olabilir.
İnsan ilişkilerinde yapılan hatalarda aldığınız kararları uygulamak adına hedefler
belirlenmelidir. İnsanın hayatında bazı
günler vardır. Dur düşün yeniden başla yapmalıdır. Pandoranın kutusu hep kötü
şeyler çıkar. Tek bir iyi şey çıkar o da umut. Geleceğe ümitle bakarsa her
zorluk için bir çözüm yolu vardır. Ümidini kaybederse bütün motivasyonunu
kaybeder. İnsan oğlu doğduktan
itibaren hayata başlamakta ve özgür iradeyle doğmaktadır. Kararlar vermesi
seçimler yapması gerekmektedir. İnsan kendisine hedef koymalı haritada yerini
bilmeli, o hedefte ilerlemelidir. Yaşam hedefi olan insan olayları kendi yönetmektedir.
Hedefi olmayan kişiyi hayat yönetmektedir. Hedef sadece yemek içmek değildir.
Kişinin kapasitesni belirleyen emek verdiği alan ve konulardır. Zihnimizde neyi
hedeflemişsek oyuz. Hedef belirlerken kişi böyle durumlarda bilenden yardım alabilmelidir.
Her insan her şeyi bilemeyebilir. Bu bir usta çırak ilişkisi olarak
düşünülebilir. İlk rehber anne-baba, sonra öğretmenler ve arkadaşlar
gelmektedir. İnsan öleceğini bilen bir varlıktır, diğer varlıklar bunu algılayamayabilir.
Kişinin kapasitesi kişinin zihinsel ve duygusal yatırımlarıyla ilgilidir.
Hayatta önem ve öncelik planı olmalıdır. En önemli konu en üsttedir ve en çok ona
zaman ayrılır. Bu öncelik piramidi olarak adlandırılabilir. Bazı şeyler önemli
olabilir ama bazı şeyler önceliklidir. Usul esastan öncedir. Hayattaki yaşam
piramidi de oluşturulmuş olur. Yol haritası buna göre belirlemelidir. Küçük
zaferler kazanabiliriz ama hedef doğru değilse büyük kazançlar kaybedilebilir.
Bunun için çaba sarf etmek gerekmektedir. Gayret motivasyon yoksa hedefe gidilemeyebilir.
Hedefi koymak önemlidir ancak uygulamaya dönüştürmek daha önemlidir. Dört madde insanın
kendinin yönetebilmesinde önemli rol oynamaktadır. 1- Eleştirilebilir olmak
yani eleştiriye açık olmak 2- Özgürlükçü olmak. Gerçeğe
inanmak ve bunun için zorlama ve baskı olmaması 3- Baskıcı ve bütüncül olmamak.
Herkes aynı tip olamaz. 4- Katılımcılık yani birlikte
karar vermenin olması ve birlikte adım atılması. Gayret, kişinin
motivasyonu kendini harekete geçirmesidir. Çabanın olması için kişinin ihtiyaç
hissetmesi gerekmektedir. İhtiyaç hissettiği zaman istek uyanmaktadır. İstek
uyandığında gayret ortaya çıkmaktadır. Doğru yol haritası çizilirse hedefe
ulaşılmaktadır. Gelecekteki ihtiyaçları düşünen kişiler keşif yapabilmektedir.
Bilim adamları keşif yapmakta ve insanlığa katkı sağlamaktadır. İnsanların neye
ihtiyacı var? Örneğin, bir insana su içirmek istiyorsunuz. Bunu zorla yapmak
mümkün değildir fakat o kişiyi susatırsanız kendi içecektir. Bu ihtiyaç hissetme yaşa
göre de değişebilmektedir. Gençlerde daha çok enerji, heyecan ve istek vardır.
Gençliğin verdiği dinamizm vardır. İleri yaşta da insanın bilgeliği vardır. Her
yaşın kendi içinde güçlü ve zayıf yönleri vardır. Kişi o yaşın güçlü yönlerini
bilerek hareket ederse zayıf yönlerini de geliştirmeye çalışırsa kendi ile
barışık bir davranış geliştirebilmektedir. Mükemmellik arayışı
duygusu varsa sorumlulukta olmaktadır. Elindeki mevcut imkanları doğru
kullanmak mükemmeldir fakat mükemmel yapacağım derken hiçbir şey yapmama hatası
yapılabilmektedir. Daha iyi iyinin düşmanıdır. Daha iyi yaparım derken iyi de
kaçırılabilmektedir. Hedef doğru belirlenirse, mükemmellikler makul olursa, bu
mükemmellik motive etmektedir. Hayat bir dengedir, hedef ve ölçülerde dengeli
olmalıdır. Hangi planları hangi
çerçevede yapılmalıdır? Beklentiler nasıl olmalıdır? Ümitle yaşamak hayal
kırıklıkları da getirebilmektedir. İnsanın rasyonel yani gerçekçi hedefleri
olması gerekmektedir. Milli piyangoyla hayatını güzelleştiren örnekler çok az
bulunmaktadır. Emekle elde edilen hedefler daha kıymetli, yararlı ve kalıcıdır.
Kolay elde edilen şeyler kuma yazılmış gibi kolay geçmektedir. Emekle elde
edilerek, taşa yazılmış gibi olursa yararlı olmaktadır. Böylece kişilikte
güçlenmektedir. Hayattaki ani değişimler olumlu olsada kişiye travma yaşatabilmektedir.
Kişi psikolojik olarak hazır olmadığı için kendi iç dünyasındakiler, ilişkiler
ve çevresi ile ilişkileri bozulabilmektedir. Kişide yaşanan ani sevinçle oluşan
bazı hastalıklarda ortaya çıkabilmektedir. Örneğin sevinçten kalp krizi
geçirme. Kişi hazır değilse zorlanma yaşamaktadır. İnsan yavaş ama sağlam olanı
tercih etmelidir. Eğlence ve haz yaşam amacı olmamalıdır. Kişi tatmin
edemeyeceği bir amaç seçmiş olmaktadır. Eğlenmediğinde kendini kötü hissetmeye
başlamaktadır. Beklenti karşılanmadığında depresyonda ortaya çıkabilmektedir. İnsanın ayakta kalması
harekete geçmesi için hayalleri olması gerekmektedir. Bu hayaller gerçekçi olmalıdır.
Kişi özeleştiride yapmalıdır. Hayal kurdum ama gerçekleşmedi deyip depresyona
girmemelidir. Tamamen elde edilemeyen tamamen terkedilemez. Kişi yeni
tecrübelere de açık olmalıdır. Hayata dayanıklı olarak çabuk pes etmemek
gerekmektedir. Ümitsizliğe düşmeden hedeflerin doğrultusun da ilerlemek gerekmektedir.
Başarmanın en büyük düşmanının karamsarlık olduğu unutulmamalıdır. Hayat aslında çok uzun ve
aynı zamanda da kısa bir zamandır. Yeni yıl bizim geçen seneyi gözlemlediğimiz
yeni hedefler koyduğumuz bir zaman dilimidir.
Bizim için bir baş ve son yaratmaktadır. Herkes yeni yıla girerken dilek
ve umutlarda bulunmaktadır. Bu kişilerin %8-12 arası hayata geçirilebiliyor.
Bunun sebebi gerçekçi hedefler belirlenmemesidir. Koyulan hedef ulaşılabilir
bir hedef mi? İlk olarak bunu sorgulamak gerekmektedir. Ucu açık hedeflerin
gerçekleştirilmesi zor olabilmektedir. Bu yüzden hedefler somutlaştırılmalıdır.
Hedefler için plan yapılmalı ve o planlar doğrultusunda ilerlemek gerekmektedir.
Bazı durumlarda sadece sonuca odaklanıp süreç unutulmaktadır. Örneğin bebekler
emekliyor, ayağa kalkmaya çalışırken düşüyorlar ve kalkıp tekrardan deniyorlar.
Bebeği alkışlıyoruz ama kendimize bunu yapmıyoruz. Bu konuda Samuel Beckett’in
biz sözü vardır. “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha
iyi yenil.” Ya hep ya hiç düşünme
tarzı insanı olumsuz etkilemektedir. Örneğin bir kişi sağlıklı yaşayacağım diyerek
spora başlamakta bundan keyifte almaktadır. Buna rağmen, sağlıklı yaşayamıyorum
çünkü şekeri bırakamadım diye düşünmektedir. Ya hep ya hiç olmamalıdır. Kişi en
azından hayatına sporu sokmuştur. Bir adım bile olsa bu kardır. Sonuç değil
süreçteki başarılara odaklanmak gerekmektedir. Karar almak ve başlamak
değişimin en büyük bölümüdür. Kişi adımları atarak hedefe ulaşabilmektedir.
Başarısızlık başarıya giden bir adımdır. Kişi kendine daha çok
vakit ayırmalıdır. Yapmaktan keyif aldığı şeylere zaman ayırmalıdır. Yeni yıl ile
birlikte uzun zamandır ertelenen şeyleri yapmak için harekete geçmek gerekmektedir.
Önemli olan değişimlere ulaşmak için hangi küçük adımları atmak gerektiğidir.
Kişi kendine inanarak yaptıkları ile ilgili olumlu tutumlarını korumaya devam etmelidir.
Unutmamak gerekir ki kişi bir şey yapmadığı sürece her şey birbirini tekrarlamakta
ve değişim olmamaktadır. Yaşanan bütün şeyler geçen yıla aitti, yeni bir umut
ile yeni yıla başlamak gerekmektedir. Nerede yaşam varsa orada umut vardır. Her hoşça kal bir merhabadır. Hoşça kal 2020, merhaba 2021.
Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI - 01/06/2023 |
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir. |
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ” - 24/04/2023 |
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar. |
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ” - 23/03/2023 |
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur. |
BABA UYARICI, ANNE İSE KORUYUCU MUDUR? - 16/03/2023 |
Geleneksel aile yapıları değişse de anneler hala babalara babalık rollerini teslim etmekte zorlanabiliyor. Erkekler tarafından bakacak olursak, birçok erkek babalıkla ilgili iyi tanımlanamamış bu role girmekte zorluk çekiyor. |
AKRAN ZORBALIĞI - 01/02/2023 |
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir. |
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023 |
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz? |
ÇOCUĞUMA EŞYALARINI VE ODASINI TOPLAMAYI NASIL ÖĞRETEBİLİRİM? - 03/01/2023 |
Birçok yetişkin, çocuklarının malının kıymetini bilmemesinden, dağınıklığından veya sorumsuzluğundan yakınmaktadır. |
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022 |
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır. |
İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 11/10/2022 |
İnternet kullanmanın farklı avantajlar sağlamasına ek olarak kontrolsüz kullanımın da psikolojik, fiziksel ve sosyal bakımdan bir takım negatif neticelere neden olduğu bilinmektedir. |
Devamı |