Bizden online teklif iste724 Psikoloji
Ekrem Çulfa, istanbul, Üsküdar, Kadıköy, Acıbadem, Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Telefonu, 0533 373 81 23 ,pedagog ile ilgili aramalar, pedagog tavsiye, pedagog istanbul, pedagog anadolu yakası, pedagog devlet hastanesi, pedagog ücretleri, pedagog bölümü, pedagog nedir ne yapar, pedagog gülten, pedagog, Acıbadem Psikolojik Danışmanlık www.acibadempsikolojikdanismanlik.com/ 0533 373 81 23 Kendimizle ve çevremizle ilgili sahip olduğumuz düşünceler, tavırlar, yargılar ister olumlu olsun ister olumsuz çoğunlukla bizim tarafımızdan ...
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/724PsikolojikDanismanlikMerkezleri
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

7/24 Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Randevu Tel: +90 505 767 58 85
                      +90 533 373 81 23

Psikolojik Danışmanlık
İstanbul, Kadıköy, Acıbadem, Üsküdar, Pendik, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy'de Şubelerimiz vardır.
Psikoterapi
Bebek, Çocuk ve Ergen, Evlilik, Aile, Cinsel Terapi Hizmetleri Vermekteyiz.
Koçluk ve Rehberlik
Yaşam - Aile - Kariyer - Sporcu - Öğrenci - Eğitim - İlişki - Yönetici ve Finansman Koçlukları Vermekteyiz.
Eğitimlerimiz
Aile Okulu - Evlilik Okulu - Boşanma, Çocuk - Yaşam Koçluğu - Eş Seçimi, Hamilelik ve Evlilik Öncesi Eğitimleri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam510
Toplam Ziyaret596829
Üyelik Girişi
Anket
Cinsel Terapiste Gitme Zamanı Geldi mi?
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu Psikoloji sitesi-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
İçeriği ile beraber
-15 yıllık bu site-satılık Fiyatı
10.000 Dolar
Önerilen Psikoloji Siteleri Linkleri
Takvim
Saat
Hava Durumu
İçeriği ile beraber -25 yıllık bu site-satılık Fiyatı 10.000 Dolar
Jenerik isime sahip, içeriği güçlü
-15 yıllık bu site-satılıktır.

Fiyatı: 10.000 Dolar


Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra 05557493919
busra.kara@icloud.com
BAĞIMLILIK
20/11/2020

 

İnsanın yaşamı doğuştan getirdiği içgüdülerle toplumsal olarak edindiği güdülere doyum aramakla geçmektedir. Beslenme ve korunma gibi doğuştan gelen, doğal içgüdü ve dürtülere doyum bulan insan ilgi, sevgi, aşk, güven, saygınlık, özgürlük, özerklik, üreticilik, yaratıcılık, kendini gerçekleştirme gibi ruhsal-toplumsal gereksinimlerine doyum sağlamaya çalışmaktadır. Bu güdülerini yücelterek kimliğini, kişiliğini bulur ve kendini var eder. Çoğu insan için yaşamı güzelleştiren ve mutluluk veren deneyim ve alışkanlıkları vardır. Örneğin; sabah kalkmak, yıkanmak, giyinmek, çay, kahve içmek; işe gitmek, çalışmak, eve dönmek; eğlenmek, yemek, tatil yapmak. İnsanın günlük yaşamı, alışkanlıklarını sürdürmekle geçmektedir. İnsanların bir bölümü bu alışkanlıklarını sürdürmek, bir bölümü de bunlardan kurtulmak için çabalamaktadır. Ancak, insan alışkanlıklarından mutlu olsa da olmasa da ruhsal yapısı gereği bu kalıpların dışına çıkmak istemekte, değişik yeni bir yaşantı aramaktadır. Bu arayış insanın yaşama gücü kazanması, kişiliğini geliştirip olgunlaştırması, kendisini var etmesi için gerekli bir unsurdur.

Kimi insanda alışkanlıklardan biri günlük yaşamda daha çok yer tutmaya, öncelik olmaya başlamaktadır. Bu alışkanlığın sürdürülmesi için diğer alışkanlıklardan vazgeçilmektedir. Alışkanlığın engellenmesi, sürdürülememesi, insanı mutsuzluğa sürüklemektedir. İnsana mutluluk veren bu alışkanlık, kişinin günlük yaşantısını ve diğer faaliyetlerini engelleyici boyutlara ulaştığında zarar verici duruma gelmektedir. Kişinin toplumla ilişkileri bozulmakta, gücü, iş verimi ve başarısı düşmektedir. Ruhsal yaşantıda endişe, kaygı, güvensizlik, karamsarlık ve korku gibi psikolojik sıkıntıları artmakta, bedensel ve fiziksel yakınmalar ortaya çıkmaktadır. Yapılan faaliyetlerin ölçüsü kaçırıldığında alışkanlığa dönüşerek insanın yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.

Uyuşturucu ve uyarıcı maddelere alışkanlık kısa zamanda daha kötü ve zararlı sonuçlar verebilmektedir. Bu maddeler öncelikle merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olup kişinin ruhsal yaşamını, duygusunu, düşüncesini, hareketini değiştirmekte ve kimyasal özellikleri nedeniyle kısa ve kolay yoldan alışkanlık yaratmaktadır. Bu nedenle insandaki alışkanlık eğilimine, bu tür maddelerin alışkanlık yaratan özelliği katılınca kolaylıkla bağımlılık oluşmaktadır.

İnsanları bu tür alışkanlıklara iten temel duygusal doyumsuzluk olabilmektedir. Başka bir deyişle, duygularına doyum arayan insanın belli bir nesneye, kişiye veya düşünceye takılıp kalmasının nedeni ona gereğinden fazla duygusal yatırım yapmasındandır. Bağımlılık davranışının temelinde yatan sebeplerden biri de insanın duygusal dünyasıdır. İnsanın iradesi üzerinde baskı ve zorlama yaratabilmekte ve kişiyi belli bir amaca yöneltebilmektedir. Amaç edinilen nesneye, kişiye veya düşünceye ruhsal yaşantısı içinde büyük bir değer vermekte ve iradesini kullanamaz hale gelmektedir. Kişiye, çevreye ve topluma olumsuz etkileri olan hatta zarar veren davranışlar ortaya çıkmaktadır.

Bağımlılığın çok çeşitli nedenleri olabilmektedir. Psikolojik faktörler, kişinin yetiştirilme tarzı, çocuklukta maruz kaldığı travmatik olaylar, biyolojik faktörler, kişisel özellikler içinde bulunduğu sosyal çevre ve kültür bunlardan birkaçıdır. Bununla birlikte çevresinde bağımlılık yapıcı madde kullanan bireylerin olması ve küçük yaşta bunlarla tanışması da nedenlerinden biridir.

Literatüre bakıldığında, bağımlılık, bir maddenin belli bir etkiyi elde etmek için alınması, bu süreçte ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen, maddenin alınmaya devam edilmesi, aynı etkiyi elde etmek için madde miktarının arttırılması olarak tanımlanmaktadır.

Tarhan ve Nurmedov’a göre; bağımlılık, beyindeki yapı ve işlevleri bozan kronik bir hastalıktır (Tarhan; Nurmedov2011).

Alkol bağımlılığının tedavisinde esas olan kişinin istekli olmasıdır. Bağımlılığın bir hastalık olduğunu bilmek ve bu şekilde yaklaşmak gerekmektedir. Bağımlılık bir aile hastalığıdır. Dolayısıyla ailede de değişikliklerin olması gerekmektedir. Tedavi bittikten sonra aileler destekleyici olmakla birlikte bunun tekrarlayan kronik bir hastalık olduğunu unutmamalıdırlar. Tedavi süreci bittikten sonra kaymalar yaşanabilmektedir. Bu durumda tekrar tedavi sürecine girmek gerekmektedir. Bağımlı bireyin sosyal çevresinin değişmesinde ailede destek olmalıdır.

KAYNAKÇA

Tarhan, N. ve Nurmedow, S., Bağımlılık: Sanal veya Gerçek, İstanbul, Timaş Yayıncılık, 2011.

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA

busra.kara@icloud.com



475 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI - 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ” - 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ” - 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
BABA UYARICI, ANNE İSE KORUYUCU MUDUR? - 16/03/2023
Geleneksel aile yapıları değişse de anneler hala babalara babalık rollerini teslim etmekte zorlanabiliyor. Erkekler tarafından bakacak olursak, birçok erkek babalıkla ilgili iyi tanımlanamamış bu role girmekte zorluk çekiyor.
AKRAN ZORBALIĞI - 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUĞUMA EŞYALARINI VE ODASINI TOPLAMAYI NASIL ÖĞRETEBİLİRİM? - 03/01/2023
Birçok yetişkin, çocuklarının malının kıymetini bilmemesinden, dağınıklığından veya sorumsuzluğundan yakınmaktadır.
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 11/10/2022
İnternet kullanmanın farklı avantajlar sağlamasına ek olarak kontrolsüz kullanımın da psikolojik, fiziksel ve sosyal bakımdan bir takım negatif neticelere neden olduğu bilinmektedir.
 Devamı