Yetişkin ve Ergen Psikoloğu Psikolog Büşra Yurtsever
psk.busra.yurtsever@gmail.com
ALEKTİSİMİ/K
05/09/2018 ALEKTİSİMİ / K Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem , Duygularım için uygun kelimeleri bulmak benim için zordur. İçimde ne olup bittiğini bilmiyorum İçimdeki duyguları yakın arkadaşlarıma bile açıklamak bana zor gelir. İnsanlarla,duygularından çok günlük uğraşları hakkında konuşmayı
yeğlerim .... Toronto Alektisimi Ölçeğin de
yer alan bu cümleler eğer sizin doğrularınızdan biriyse DİKKAT ! ALEKTSİMİ( Duygusal körlük,Duygusal sağırlık, Duygularının farkında
olamama, Duygu dilsizliği....) YAŞIYOR OLABİLİRSİNİZ !!! Bu bir
hastalık ,rahatsızlık değildir ,kişilik durumudur. Çaba sarfedilirse bunun
üstesinden gelinebilinir. ALEKTİSİMİ NEDİR ? bunun hakkında birden çok tanımlayıcı
açıklamalar vardır .Bunlardan bazıları ;
1) “duyguları
algılama, tanımlama ve açıklama konusunda yetersiz olmak” şeklinde tarif edilen
bir kişilik durumudur. 2) Duyguların
farkında olamama 3) Duygu Dilsizi 4)Duygu Körlüğü 5 ) Duygu Sağırlığı 6) Duyguları tanıma ,bunu ifade etme ve
bedensel duyumları ayırt etme yönünde zorluk yaşama. 7) Kelime Eski Yunancada (Alexo,
"kovmak") ve (thumos "ruh, duygu, düşünce") kökünden
oluşuyor; yani aslen “duyguyu kovmak” anlamına geliyor. Duygusuzluk durumu : Bazı
insanlar gerçekten de, bizim sevgi, üzüntü, mutluluk, aşk, acı, sevinç, keder,
nefret, coşku, hırs, öfke vs isimlerle tanımladığımız hiçbir türden duyguyu
bilmezler. Kalp atışları hızlanır; anlayamazlar. Midelerine kramplar girer;
sebebini tarif edemezler. İşte bu insanları tanımlayan kelime, duygusuzluk, duygu
sağırlığı ya da duygu körlüğü olarak da ifade edilen ALEKTİSİMİ dir.
ALEKTİSİMİK KİŞİLER VE TEMEL
ÖZELLİKLERİ: *Mutluluk, acı, özlem, sevgi,
coşku, öfke vb duyguların farkındalığından veya bunları ifade edecek
sözcüklerden yoksun olmalarıdır. Bu
kişiler aynı şekilde başkalarının duygularını anlamakta ve empati kurmakta da
zorluk yaşadıklarından, duygusal yanıt vermekte yetersiz kalırlar. Haliyle de,
sosyal bağlılıkta ve kişiler arası ilişkilerde problemler yaşarlar. *Duyguları için söyleyecek
sözleri yoktur. *İçgörü ve empati yoksunudurlar.
Empatinin kökeni öz bilinçtir. Duygularımıza nekadar açıksak ,hisleri okumayı
da o kadar iyi beceririz. ALEKTİSİMİK KİŞİLER kendisinin ne hissettiği hakkında
hiçbir fikri olmayanlar,çevresindeki kişilerin ne hissetiğini anlamaktan ve
nasıl karşılık(tepki) verileceiğinden
tamamen acizdirler. *Bu kişiler tonlara karşı sağırıdırlar;
İnsanların söz ve hareketlerinin dokusunu oluşturan duygusal notalar ve
akorların- ses tonunun ,duruş değişikliğinin çok şey ifade eden
sessizliklerinin, herşeyi açığa vuran bir titremenin farkına varamazlar. *Kendileri hakkında ne
hissetikleri konusunda kafaları karışık olan alektisimikler, başkaları
hislerini onlarla paylaştıklarında da aynı şekilde bir karmaşayı yaşarlar.
Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duygusal zeka bakımından da
eksikliktir ve insan olmak anlamında da başarısızlıktır. Çünkü ; ilginin,
şefkatin kökü olan duygusal ahenk ( empati,kabul, karşılık) yetisinden
kaynaklanır. Bu yeti de Duygusal Zekanın aktif şekilde işlediğinin ispatıdır.
Ayrıca bu yeti; Birinin ne hissettiğini bilme/ satıcılık ve yöneticilikten /
gönül ilişkileri ve ebeveynliğe ,insanların acılarını paylaşmaktan ,siyasal
etkinliğe kadar pek çok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. * Duygularını tanıyamazlar,
robotik olabilirler. Öfkelendiklerini,sevindiklerini,heyecanlandıklarını,
kızdıklarını,...belli etmeden daha kuru yaşarlar. Duyguların söze dökülememesi
yoksun içsel yaşam demektir. Ve bu durum kişinin sosyal ilişkilerinde sorunlu
bir iletişimi peşinden getirir. *Duygularını ifade edemeyen
zorluk yaşayan bu kişiler, çok sıklıkla duygusal çatışmalarını bedende
yandıtırlar. Yani bastırılmış olan fiziki tepki olarak geri döner. Vücud
ağrıları,mide ağrıları,huzursuz bağırsak sendromu ... vb belirtilerle kendini
gösterir. * Aleksitimikler yaşamlarını
-meli, -malılar üzerine kuruyorlar. Yıkılmaz duvarları daha fazla. Evet, hayatı sadece ödev bilinci
içinde yaşayan insanlar olabiliyorlar. -Meli, -malılar arasında bazı insanlar
hayatın duygusal yönlerini gözden kaçırabiliyorlar. Bu da hayatın çok kuru,
yüzeysel yaşanmasına yol açıyor ve sonuçta o insanla yaşayan insanlara da
yeterli bir tatmin duygusu vermez. Bir şey söylemeden anlaşılmayı bekledikleri
için onlarla ilişkiye geçenler hep zihin okumak zorunda kalırlar. Haliyle bu
tür ilişkilerde yanlış anlaşılmaya dayalı kavgalar çok sık oluyor. Aleksitimik
kişiler duygusal dünyaları etrafında zırh örerler. Bunu bilerek ve isteyerek
yapmazlar, yetişmeleri bu şekilde olmuştur. Anneleri veya onlara bakanlarla
aralarında yeterli derecede güvenli bir bağ oluşmamıştır. Bu yüzden duyguları ifade
edecek gerekli ortamı ta, ilk çocukluk yıllarından itibaren
yakalayamamışlardır. Bu durumu anlamak için, öncelikle duygularımızın nasıl oluştuğuna
ve bunun dille olan ilişkisine bakalım. İnsan duygularını iç içe geçmiş
Matruşka bebekleri olarak düşünürsek, merkezdeki en küçük bebek bedensel
tepkilerimizdir: Örneğin sevdiğimiz insanı gördüğümüzde kalbimizin çarpması,
fazla sinirlendiğimizde midemizin bulanması, üzülünce ağlamak gibi. Beyin bu
bedensel tepkilere anlamlar yükler, duyguları bunların etrafında Matruşka
bebeği gibi genişletecek farklı kodlamalar yapar. Bizler de bu kodlamalara
göre, hissettiğimiz şeyin iyi mi kötü mü, zayıf mı şiddetli mi olduğunu bilir;
sonra bu duyguları tarif edip isimlendiririz. Aleksitimiklerin de herkes gibi duygularının olduğu, ama beynin
onları ifade etmede sorun yaşadıkları düşünülüyordu. Bu ise sağ beyinde oluşan
duyguların sol beynin dille ilgili alanlarına iletilmesinde problem olduğuna,
yani iki yarı küre arasında bir iletişim kopukluğu olduğuna yoruluyordu. Aachen Üniversitesi’nden Katharina
Goerlich-Dobre’a göre, beynin sağ ve sol yarı küreleri arasındaki sinirsel
bağlantılar cerrahi müdahale ile koparıldığında, bu kişiler artık hiçbir
duyguyu tanımlayamaz, isimlendiremez duruma geliyordu. Uzmanlar bunu, duyguları
işlemekle görevli sinirsel devrelerin “kısa devre” yapmasına bağlıyor. Beynin
singulat korteksi, duyguların beyindeki tezahürünü bu kişilerde bloke
ediyor. Yani diyelim kişinin kalp
atışları hızlanıyor; ancak bunu tetikleyenin “heyecan” olduğunu bilmiyor; çünkü
duyguları işleyen devrelere böyle bir mesaj ulaşamıyor. Kısacası “Matruşka”
büyüyemiyor. Aleksitimi genetik nedenlerle de oluşabildiği gibi, yetiştiğimiz ortam
veya yaşadığımız bir travmanın sonucu da olabiliyor : Örneğin
sosyalleşmeyle çok yakından ilişkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca anne babası ile
beraber iyi sosyalleşememiş çocuklarda beyninin duyguları tanıma bölümünün
yeterince gelişemeyebileceği de olası nedenler arasında. Yaşanan travmalar . ALEKTİSİMİKLERİN Peki, diğer bireylere göre hiç mi üstün yönleri
olmuyor? bu kişilerin konsantrasyonu asla duygular nedeniyle sekteye
uğramaz bu nedenle odaklandıkları işte daha başarılı olabilirler. Genelde erkekler duygusuz olmakla suçlanırlar. Aleksitimi ile cinsiyet
arasındaki bağlantı nedir? Evet, erkekler kadınlara göre biraz daha fazla aleksitimik
bulunuyor. Kadınlar daha sözel. Sözlü dünyaları daha gelişmiş; erkeklerin ise
pratik duyguları. ALEKTİSİMİ TEDAVİ
EDİLEBİLİR VE TEDAVİSİ MÜMKÜN ! Psikoterapi ve dugular dünyasına yolculuk / İnsanların
duygularıyla yüzleşmesine sağlamak/ Duygularını farketmesini sağlamak/
Duyguların korkulacak şeyler olmadığını anlatmak / Bilişsel davranışçı
terapiler yani psikoterapi, kişilerin bu duygu veya ifade yetersizliğini
kavrayabilmelerine, bunun kaynağını anlayabilmelerine, ortaya çıkan fiziksel
belirtilerle de daha kolay baş etmelerine yardımcı olabiliyor. BU ALANDAKİ BECERİLERİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN SİZLERE
BİRKAÇ ÖNERİM VAR : Günlük Tutmak: Araştırmalar,
günlük tutanların ve özellikle de günlüklerde hislerinden bahsedenlerin
duygusal farkındalıklarını başarılı bir şekilde artırabildiklerini ortaya
koyuyor. Uzmanların önerisiyse, hemen her gün yazmak ve -ilk başta zor gelse
demutlaka hissedilen farklı duygulardan bahsetmek. Roman Okumak: İnsanların farklı ve özel duygularından
bahseden, onları inceleyen ve ayrıntılı bir şekilde betimleyen edebi eserler
kişinin kendi duygularıyla tanışması yolunda muhteşem bir köprü görevi
görebiliyor. Dışavurumcu Sanat
Dalları: Dans, oyunculuk ve
müzisyenlik gibi dallar kişinin duygularını sanat aracılığıyla dışa vurması
için mükemmel araçlar. Aleksitimi sorunu yaşayanlar, bu sanatlarla duygularını
hissedebilmeyi ve onları anlamlandırabilmeyi öğrenebiliyorlar, özellikle de
çocuklar… Psikoterapi: Diyalektik
davranış terapisi ve bilişsel terapi türleri, bireylerin kendi duygularını
tanımasını ve ruhsal durumlarıyla ilgili farkındalıklarının artmasına yardımcı
olabiliyor. Grup Psikoterapisi: Grup
terapisindeki diğer katılımcılarla duygu alışverişi yapan bireyler, kendi
duygularını keşfetmeye adım adım yaklaşabiliyorlar. PSİKOLOG
BÜŞRA YURTSEVER |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ALEKSİTİMİ/K - 06/09/2018 |
Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem |
DEPRESYONUN EN GÜÇLÜ PANZEHİRİ YENİ BİR BİLİŞSEL ÇERÇEVE YARATMAKTIR - 04/09/2018 |
DEPRESYONUN EN GÜÇLÜ PANZEHİR’İ YENİ BİR BİLİŞSEL ÇERÇEVE YARATMAKTIR |
DÜRTÜ KONTROLSÜZLÜĞÜ- DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU - 01/09/2018 |
DÜRTÜ KONTROLSÜZLÜĞÜ- DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU Dürtü organizmanın herhangi bir davranışını başlatan uyarandır |
SELEKTİF MUTİZM ( SEÇİCİ KONUŞMAZLIK) - 31/08/2018 |
Kişinin ,konuşma becerisi varken konuşamamasıdır |
Kalbin Yönetiminde OL - 26/08/2018 |
Hayatın size sunduğu "fırsatlara açılan pencereyi "aralamak ve o |
Kalbin Yönetiminde - 26/08/2018 |
Hayatın size sunduğu "fırsatlara açılan pencereyi "aralamak |
ÇOKLU ZEKA / ÖĞRENMENİN SEKİZ BİÇİMİ - 25/08/2018 |
Zeka her an gelişen ve geliştirilmesi gereken bir kapasitedir. |
Toplumsal Normlar ve İnsan - 22/08/2018 |
Bir insanın sürekli dış unsurları , toplumsal normları dikkate alarak yaşaması ve diğer birine ( başka insanlara ) bu açıdan değer vermesi |
DÜŞÜNCELERİNİZ SİZİ VEZİR DE EDEBİLİR REZİL DE EDEBİLİR - 18/08/2018 |
Hayallerinizde ki her eylem bir düşüncenizin mahsülüdür unutmayın ! Fikir ve hayallerinizin samut bir esere ( Vücud bulmasını) dönüşmesini istiyor iseniz, vâsıtalar ( esbâb) yerine getirilmelidir. Bu vasıtalar , Düşünceler( İnanç), Eylem ( Kararlılık |
Devamı |